1 Mayıs 2014 Perşembe

240- DEVLET ADAMI YA DA DEVLET ADAMLIĞI...

DEVLET ADAMI YA DA DEVLET ADAMLIĞI…
(BENZETMEK GİBİ OLMASIN AMA)

Dostlarım,
Falih Rıfkı ATAY’DAN bir anı aktarmak istiyorum…
Doğru olduğuna eminim…
Enver Paşa konusunda mutlaka bir kanatınız vardır…
Benim sizden dileğim; bu anıdan giderek başka DÜŞÜNCELERE kapılmamanızdır…
Ancak; Allah sonumuzu hayretsin diyebilirsiniz…
Anı; “Birinci Dünya Savaşı’na istemeyerek giren ya da sokulan OSMANLI YÖNETİMİ’NİN SAVAŞ SONU DURUMUNA İLİŞKİNDİR…”
Başta Padişah (Sultan Reşat ve sonra Sultan Vahdettin) var ama İttihat Terakki Partisi yönetime egemendir…
Partinin de üç önemli lideri vardır…
Talat Paşa; Başbakan
Cemal Paşa Bahriye Nazırı
Enver Paşa Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili
Birinci Dünya savaşında; OSMANLI VE MÜTTEFİKLERİ HEZİMETE UĞRAMIŞLARDIR…
Bu hezimeti görmeyen ya da görmek istemeyen; Enver Paşa’dır…
Bu sonucu, Enver PAŞA’YA anlatabilecek, bir devlet adamı da, siyasetçi de yoktur…
Ve sonunda bu konuyu Enver Paşa’ya bildirebilecek birisini bulurlar…

*****
Evet, artık söz Falih Rıfkı ATAY’DA
Atatürk’ün umumi kâtibi Hasan Rıza Soyak’ın babası Necip Bey, Üsküp Eşrafından pek dürüst bir efendi idi.
1908 hürriyet savaşından önce, İttihatçılarla münasebette bulunduğu vakit, Enver Bey de ona defalarca misafir olmuştu. Kendisini pek sayar, gördükçe elini öperdi.
Bir sultanla evlendikten sonra da eşini yabancı erkek olarak yalnız onun yanına çıkarmıştı.

İttihat ve Terakki umumi merkezi Birinci Dünya Savaşının son yılında artık zaferden tamamıyla umut kesmişti. Rusya’da yıkıldığına göre, tekli barış yapma imkânı aramak fikri hepsini sarmıştı. Fakat Enver Paşaya bu bahsi açmaya hiçbirinin cesareti yoktu.
Bir gün Necip Bey’i merkeze çağırdılar. Durumu ve düşündükleri son çareyi anlattıktan sonra:
-Dinlese dinlese, seni dinler? Bir vatan vazifesidir, teşebbüs et, dediler.
Necip Bey, Enver’in yalısına gideceği günün sabahı, evdekilere:
Bugün çok ehemmiyetli bir vazife yapmağa gidiyorum. İnşallah muvaffak olurum, dedi.
Enver kendisini öğle yemeğine alıkoydu. Sofrada Necip Bey bahsi açtı, dili döndüğü kadar konuştu. Enver sonuna kadar dinledikten sonra:
-VAH NECİP BEY VAH, DEDİ, SENİ DE ZEHİRLEMİŞLER. SEN Kİ MANEVİYATA İNANIRSIN, BİLMİŞ OL Kİ, BEN ALLAH TARAFINDAN BÜYÜK TÜRK HAKANLIĞINI KURMAYA VEKİLİM. GİT EVİNDE RAHAT UYU!
Necip Bey eve döndüğü vakit, şöyle diyordu:
-EĞER BU ADAM HARBİYE NAZIRI, BAŞKUMANDAN VEKİLİ VE YAVER-İ HAZRET-İ ŞEHRİ YARİ OLMASA, YERİ DOĞRUDAN DOĞRUYA TIMARHANEDİR.


1 yorum:

Hüseyin Güzel dedi ki...

Enver Paşa Allahuekber dağlarında kar ve tipinin yuttuğu binlerin sorumlusu biridir. Komutanlık vasfının olmadığı o olayda zaten anlaşılıyor.

Blog Arşivi

Katkıda bulunanlar