17 Mart 2017 Cuma

309- ÇANAKKALE MUHAREBELERİ VE MUSTAFA KEMAL

ÇANAKKALE MUHAREBELERİ VE MUSTAFA KEMAL




              Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102’İNCİ yıl dönümünde, başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm Şehit ve Gazilerimizi, bu Muharebeleri gerçekleştiren, bu toprakları bizlere vatan yapan Kahramanlarımızı Rahmet, Minnet ve Şükranla anıyoruz…
            Ayrıca; Gelibolu’da görev alan İşgal Kuvvetleri’nin askerlerini de bir insanlık görevi olarak, Türklere özgü vefa duygusu ile yâd ediyoruz. 
            Çanakkale Muharebeleri; Birinci Dünya Savaşına istemeyerek giren ya da sokulan Osmanlı Devletinin; başlatmadığı ve girmeyi de istemediği bu savaşta, İngiliz ve Fransızların oluşturduğu Emperyalist ittifakına karşı yürüttüğü meşru bir savunmadır. 
Birinci Dünya Savaşına; çok fazla Hans öleceğine, Mehmetçik ölsün ve sonradan da Osmanlı toprakları kendisine kalsın düşüncesinden hareket eden Almanya’nın dayatması ve ülkemizdeki yandaşlarının, Yüzyılın başında yitirilen toprakların geri alınacağı kandırmacısı sonucu Osmanlı Devleti bu savaşa katılmıştı. 
            Osmanlı Devleti; Kafkasya’da Rusların başlattığı muharebede; Sarıkamış bozgununa uğrayınca; Doğu Anadolu’yu ve Karadeniz kıyılarını Ruslara ve Ermenilere terk ederek, birliklerini Mısır seferi için Güney’e Süveyş Kanalı’na yöneltmişti. 
Amacı; Süveyş Kanalını ele geçirerek, İngiltere’nin Sömürgesi Hindistan’la bağlantısını kesmek, böylece ikmal akışını durdurmak ve İngiltere’yi sıkıntıya sokarak, Almanya’nın işini kolaylaştırmak, ayrıca; olursa Mısır’ı yeniden Osmanlı topraklarına katmaktı. 
PEKİ, YA DOĞU ANADOLU NE OLACAK? BU KONU TÜRK BAŞKOMUTANI’NI DA PEK İLGİLENDİRMİYORDU HERHALDE… 
Buna karşılık; İtilaf Grubunun lideri durumundaki İngiltere de Süveyş Kanalı’nın güvenliğini sağlamak ve Mısır’ı elde tutmak için, Osmanlı Ordusunun bu bölgeden uzak tutulmasının planlarını yapmaktadırlar. 
  Ayrıca, Avrupa’da, Almanya’nın karşısında; başarısızlığa uğrayan, iç bünyesinde de kargaşa yaşayan Rusya’nın yardım isteklerini de karşılamak istemektedir. 
            RUSYA’YA YARDIM İÇİN DE ÇANAKKALE VE İSTANBUL BOĞAZLARINI AŞMAK GEREKECEKTİR. 
            Çanakkale Boğazı, Birinci Dünya savaşı sırasında iki Blok devletleri için de yaşamsal önemdedir. 
Savaşın başında Osmanlının tarafsız kalması İtilaf Devletlerini memnun etmiş, hatta 26 EYLÜL 1914’te boğazların tüm yabancı gemilere kapatılmasını önemsememişti. Ancak Osmanlı savaşa girince, İngiltere Boğazlar konusunda ki asıl planını uygulamaya koymuştur. 
Çanakkale’den geçen deniz yolu hem İstanbul’a hem de Rusya’ya gittiğinden, İstanbul’u ele geçirmek Osmanlı Devletini bir an önce savaş dışı bırakmak ve Rusya’ya gereken yardımı yapabilmek; Osmanlının, Süveyş Kanalı’na sefer yapmasını önlemek, Balkan Devletlerini yanlarına çekmek için İngiliz ve Fransızların, Çanakkale Boğazını zorlayacakları açıkça belli idi. 
BUNU BİLEN OSMANLI DA DAHA 26 EYLÜL 1914’TE BU BOĞAZI TÜM YABANCI GEMİLERE KAPATMIŞTI. 
Rusya’ya yardım için; İngiltere, müttefiki Fransa’yı ikna ederek, 1915 yılı başlarında, İtilaf Devletleri Bloğu için artık bir zorunluluk olan “Çanakkale Seferi”ni başlattı. 
BÖYLELİKLE, OSMANLI’YI HASSAS YERİNDEN VURARAK, KANAL BÖLGESİNDEKİ BİRLİKLERİNİ GERİYE ÇEKTİRECEKTİ. 
Çanakkale Harekâtı başarıya ulaşırsa; Osmanlı Başkenti ele geçirilip Osmanlı Devleti çökertilecek ve savaş dışı bırakılacak, Almanya- Avusturya Macaristan Bloğuna yeni bir cephe açılacak, Rusya’ya yapılacak yardımla da, Alman birlikleri Doğudan ve Batıdan sıkıştırılarak, savaş daha kısa sürede başarı ve daha az kayıpla bitirilecektir. 
Çanakkale Seferinde kısa sürede başarı sağlanamasa bile Almanya’nın, Batı’dan bu bölgeye kuvvet kaydırması sağlanarak, Avrupa’daki gücü zayıflamış olacaktır. 

ÇANAKKALE MUHAREBELERİ, DENİZ VE KARA MUHAREBELERİ İLE BİR BÜTÜNDÜR. 

18 MART 1915’TE ÇANAKKALE BOĞAZINI ZORLAYARAK GEÇMEK İSTEYEN DÜNYANIN EN BÜYÜK DONANMASINA DENİZ MEZAR OLUŞ, ZAMANIN EN BÜYÜK ORDULARININ BOĞAZI, KARADAN GEÇME ÇABALARI DA CONK BAYIRI VE ANAFARTALAR MUHAREBELERİ İLE GELİBOLU SIRTLARINDA MUSTAFA KEMAL’İN KOMUTA ETTİĞİ BİRLİKLER TARAFINDAN DURDURULMUŞTUR. 

Gelibolu Yarımadasında yapılan çarpışmalar, bir Meydan Muharebesi değildir. Birer karış denebilecek dar topraklar üzerinde; binlerce on binlerce, yüz binlerce insanın göğüs göğse boğuşmasıdır.
İşgalci Ordular karşısında, Emperyalizmin karşısında; VATAN UĞRUNA, NAMUS UĞRUNA ORTAYA KONULAN MÜCADELENİN göstergesidir… 
Çanakkale, birkaç günlük tarih, bir toprak parçası değil… Bir duruş, bir anlayış, bir felsefe, bir ilke, bir kimliktir…
Başarısızlığa uğratılan İtilaf Devletleri bölgeyi terk etmiş, ancak Galibiyetle sonuçlandırdıkları Genel Savaş’ın sonrasında; bu yenilginin acısını iliklerine dek duymanın intikamını almak üzere Mondros Ateşkesi imzalatılmıştır. 
Bu Ateşkese dayanılarak; zaman yitirmeden, Boğazlar, İstanbul ve ülkenin birçok yeri işgal edilmiştir. 
TARİHİ BİLMEK, DERS ÇIKARMAK, GELECEK İÇİN PLANLAR YAPMAK, GELİŞMİŞ TOPLUMLAR İÇİN VAZGEÇİLMEZ OLGULARDANDIR. 

Bilmeliyiz ki; Çanakkale Muharebeleri; Trablus Garp Savaşları, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı ile süren Osmanlı İmparatorluğunun ölüm kalım mücadelesinin son halkasını oluşturmaktadır. 
BU ÖYLE BİR MUHAREBEDİR Kİ, BURADA; TÜRKLÜĞÜN KADERİNİ ÇİZECEK BİR LİDERİN DOĞUMUNA DA YOL AÇACAK VE BU LİDERİN DE HALKINI TANIMASINI, HALKININ İÇİNDE TAŞIDIĞI CEVHERİ BULMASINI SAĞLAYACAKTIR. 
Bu lider, bitmiş tükenmiş sanılan Türk Ulusunun, o yorgun haliyle bile neleri yapabileceğini göstermiş ve gerçekleştirilen bir Kurtuluş Savaşı ile Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları üzerinde yeniden yükselebileceğini ortaya koymuştur. 
Bu Ulusa, Mustafa Kemal Atatürk’ü veren ve Mustafa Kemal’in de Ulusunun içindeki cevheri bulmasını sağlayan, Çanakkale Muharebeleridir 
O Mustafa Kemal ki; muharebe meydanında bile düşmanının saygısını ve güvenini kazanmıştır. 
Muharebeyi kazanmayı başaran Mustafa Kemal Atatürk, BARIŞI DA kurabilen bir devlet adamı OLMAYI BAŞARMIŞTIR. 
Mustafa Kemal Paşa’nın, Çanakkale’de yatan yabancı askerler için kaleme aldığı mesaj, onun Dünya Barış’ına ve İnsanlık değerlerine verdiği önemi ortaya koymaktadır: 
“BU MEMLEKETTE KANLARINI DÖKEN KAHRAMANLAR! 
BURADA, BİR DOST VATANIN TOPRAĞINDASINIZ. 
HUZUR İÇİNDE UYUYUNUZ. 
SİZLER MEHMETÇİKLERLE YAN YANA KOYUN KOYUNASINIZ. 
UZAK DİYARLARDAN, EVLATLARINI HARBE GÖNDEREN ANALAR, GÖZYAŞLARINIZI SİLİNİZ. 
EVLATLARINIZ BİZİM BAĞRIMIZDADIR. 
HUZUR İÇİNDEDİRLER; ONLAR BU TOPRAKLARDA CANLARINI VERDİKTEN SONRA, ARTIK BİZİM EVLATLARIMIZ OLMUŞLARDIR.” 

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN bu mesajı tarihimizdeki ilk insani davranış olmadığı gibi, son davranış da olmayacaktır. 
            Çanakkale Muharebeleri, gerçek anlam ve değeri ile öğrenilmeli, anlatılmalı ve gelecek kuşaklara da aktarılmalıdır.
Hurafelerden arındırılmış Tarihimize sahip çıkmalıyız…
Boşuna MUCİZELER aramaya HURAFELERDEN medet ummaya tarihimizde yer yoktur.

Belçika’dan gelen bir yeni yıl kutlama yazısıyla konumuzu noktalayalım.
DANİEL DUMOULİN DİYOR Kİ:
 "TURQUİE, TU DOİS ATATÜRK A DİEU ET LE RESTE A ATATÜRK" 
''Türkiye, Atatürk’ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
Saygılarımla…

             Ahmet AVCI
18 MART 2017
İZMİR




Hiç yorum yok:

Blog Arşivi

Katkıda bulunanlar