ÇANAKKALE MUHAREBELERİ VE MUSTAFA KEMAL
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102’İNCİ yıl dönümünde, başta Mustafa
Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm Şehit ve Gazilerimizi, bu Muharebeleri
gerçekleştiren, bu toprakları bizlere vatan yapan Kahramanlarımızı Rahmet,
Minnet ve Şükranla anıyoruz…
Ayrıca; Gelibolu’da görev alan İşgal Kuvvetleri’nin askerlerini de bir insanlık
görevi olarak, Türklere özgü vefa duygusu ile yâd ediyoruz.
Çanakkale Muharebeleri; Birinci Dünya Savaşına istemeyerek
giren ya da sokulan Osmanlı Devletinin; başlatmadığı ve girmeyi de istemediği
bu savaşta, İngiliz ve Fransızların oluşturduğu Emperyalist ittifakına karşı
yürüttüğü meşru bir savunmadır.
Birinci Dünya
Savaşına; çok fazla Hans öleceğine, Mehmetçik ölsün ve sonradan da Osmanlı
toprakları kendisine kalsın düşüncesinden hareket eden Almanya’nın dayatması ve
ülkemizdeki yandaşlarının, Yüzyılın başında yitirilen toprakların geri
alınacağı kandırmacısı sonucu Osmanlı Devleti bu savaşa katılmıştı.
Osmanlı Devleti; Kafkasya’da Rusların başlattığı
muharebede; Sarıkamış bozgununa uğrayınca; Doğu Anadolu’yu ve Karadeniz
kıyılarını Ruslara ve Ermenilere terk ederek, birliklerini Mısır seferi için
Güney’e Süveyş Kanalı’na yöneltmişti.
Amacı; Süveyş Kanalını
ele geçirerek, İngiltere’nin Sömürgesi Hindistan’la bağlantısını kesmek,
böylece ikmal akışını durdurmak ve İngiltere’yi sıkıntıya sokarak, Almanya’nın
işini kolaylaştırmak, ayrıca; olursa Mısır’ı yeniden Osmanlı topraklarına
katmaktı.
PEKİ, YA DOĞU ANADOLU
NE OLACAK? BU KONU TÜRK BAŞKOMUTANI’NI DA PEK İLGİLENDİRMİYORDU HERHALDE…
Buna karşılık; İtilaf
Grubunun lideri durumundaki İngiltere de Süveyş Kanalı’nın güvenliğini sağlamak
ve Mısır’ı elde tutmak için, Osmanlı Ordusunun bu bölgeden uzak tutulmasının
planlarını yapmaktadırlar.
Ayrıca, Avrupa’da,
Almanya’nın karşısında; başarısızlığa uğrayan, iç bünyesinde de kargaşa yaşayan
Rusya’nın yardım isteklerini de karşılamak istemektedir.
RUSYA’YA YARDIM İÇİN DE ÇANAKKALE VE İSTANBUL BOĞAZLARINI
AŞMAK GEREKECEKTİR.
Çanakkale Boğazı, Birinci Dünya savaşı sırasında iki Blok
devletleri için de yaşamsal önemdedir.
Savaşın başında
Osmanlının tarafsız kalması İtilaf Devletlerini memnun etmiş, hatta 26 EYLÜL
1914’te boğazların tüm yabancı gemilere kapatılmasını önemsememişti. Ancak
Osmanlı savaşa girince, İngiltere Boğazlar konusunda ki asıl planını uygulamaya
koymuştur.
Çanakkale’den geçen
deniz yolu hem İstanbul’a hem de Rusya’ya gittiğinden, İstanbul’u ele geçirmek
Osmanlı Devletini bir an önce savaş dışı bırakmak ve Rusya’ya gereken yardımı
yapabilmek; Osmanlının, Süveyş Kanalı’na sefer yapmasını önlemek, Balkan
Devletlerini yanlarına çekmek için İngiliz ve Fransızların, Çanakkale Boğazını
zorlayacakları açıkça belli idi.
BUNU BİLEN OSMANLI DA
DAHA 26 EYLÜL 1914’TE BU BOĞAZI TÜM YABANCI GEMİLERE KAPATMIŞTI.
Rusya’ya yardım için;
İngiltere, müttefiki Fransa’yı ikna ederek, 1915 yılı başlarında, İtilaf
Devletleri Bloğu için artık bir zorunluluk olan “Çanakkale Seferi”ni
başlattı.
BÖYLELİKLE, OSMANLI’YI
HASSAS YERİNDEN VURARAK, KANAL BÖLGESİNDEKİ BİRLİKLERİNİ GERİYE
ÇEKTİRECEKTİ.
Çanakkale Harekâtı
başarıya ulaşırsa; Osmanlı Başkenti ele geçirilip Osmanlı Devleti çökertilecek
ve savaş dışı bırakılacak, Almanya- Avusturya Macaristan Bloğuna yeni bir cephe
açılacak, Rusya’ya yapılacak yardımla da, Alman birlikleri Doğudan ve Batıdan
sıkıştırılarak, savaş daha kısa sürede başarı ve daha az kayıpla
bitirilecektir.
Çanakkale Seferinde
kısa sürede başarı sağlanamasa bile Almanya’nın, Batı’dan bu bölgeye kuvvet
kaydırması sağlanarak, Avrupa’daki gücü zayıflamış olacaktır.
ÇANAKKALE
MUHAREBELERİ, DENİZ VE KARA MUHAREBELERİ İLE BİR BÜTÜNDÜR.
18 MART 1915’TE
ÇANAKKALE BOĞAZINI ZORLAYARAK GEÇMEK İSTEYEN DÜNYANIN EN BÜYÜK DONANMASINA
DENİZ MEZAR OLUŞ, ZAMANIN EN BÜYÜK ORDULARININ BOĞAZI, KARADAN GEÇME ÇABALARI
DA CONK BAYIRI VE ANAFARTALAR MUHAREBELERİ İLE GELİBOLU SIRTLARINDA MUSTAFA
KEMAL’İN KOMUTA ETTİĞİ BİRLİKLER TARAFINDAN DURDURULMUŞTUR.
Gelibolu Yarımadasında
yapılan çarpışmalar, bir Meydan Muharebesi değildir. Birer karış denebilecek
dar topraklar üzerinde; binlerce on binlerce, yüz binlerce insanın göğüs göğse
boğuşmasıdır.
İşgalci Ordular karşısında,
Emperyalizmin karşısında; VATAN UĞRUNA, NAMUS UĞRUNA ORTAYA KONULAN MÜCADELENİN
göstergesidir…
Çanakkale, birkaç
günlük tarih, bir toprak parçası değil… Bir duruş, bir anlayış, bir felsefe,
bir ilke, bir kimliktir…
Başarısızlığa
uğratılan İtilaf Devletleri bölgeyi terk etmiş, ancak Galibiyetle
sonuçlandırdıkları Genel Savaş’ın sonrasında; bu yenilginin acısını iliklerine
dek duymanın intikamını almak üzere Mondros Ateşkesi imzalatılmıştır.
Bu Ateşkese
dayanılarak; zaman yitirmeden, Boğazlar, İstanbul ve ülkenin birçok yeri işgal
edilmiştir.
TARİHİ BİLMEK, DERS
ÇIKARMAK, GELECEK İÇİN PLANLAR YAPMAK, GELİŞMİŞ TOPLUMLAR İÇİN VAZGEÇİLMEZ
OLGULARDANDIR.
Bilmeliyiz ki;
Çanakkale Muharebeleri; Trablus Garp Savaşları, Balkan Savaşları ve Birinci
Dünya Savaşı ile süren Osmanlı İmparatorluğunun ölüm kalım mücadelesinin son
halkasını oluşturmaktadır.
BU ÖYLE BİR
MUHAREBEDİR Kİ, BURADA; TÜRKLÜĞÜN KADERİNİ ÇİZECEK BİR LİDERİN DOĞUMUNA DA YOL
AÇACAK VE BU LİDERİN DE HALKINI TANIMASINI, HALKININ İÇİNDE TAŞIDIĞI CEVHERİ
BULMASINI SAĞLAYACAKTIR.
Bu lider, bitmiş
tükenmiş sanılan Türk Ulusunun, o yorgun haliyle bile neleri yapabileceğini
göstermiş ve gerçekleştirilen bir Kurtuluş Savaşı ile Osmanlı
İmparatorluğu’nun yıkıntıları üzerinde yeniden yükselebileceğini ortaya
koymuştur.
Bu Ulusa, Mustafa
Kemal Atatürk’ü veren ve Mustafa Kemal’in de Ulusunun içindeki cevheri
bulmasını sağlayan, Çanakkale Muharebeleridir
O Mustafa Kemal ki; muharebe meydanında
bile düşmanının saygısını ve güvenini kazanmıştır.
Muharebeyi kazanmayı
başaran Mustafa Kemal Atatürk, BARIŞI DA kurabilen bir devlet adamı OLMAYI
BAŞARMIŞTIR.
Mustafa Kemal
Paşa’nın, Çanakkale’de yatan yabancı askerler için kaleme aldığı mesaj, onun
Dünya Barış’ına ve İnsanlık değerlerine verdiği önemi ortaya koymaktadır:
“BU MEMLEKETTE
KANLARINI DÖKEN KAHRAMANLAR!
BURADA, BİR DOST VATANIN TOPRAĞINDASINIZ.
HUZUR İÇİNDE UYUYUNUZ.
SİZLER MEHMETÇİKLERLE
YAN YANA KOYUN KOYUNASINIZ.
UZAK DİYARLARDAN, EVLATLARINI HARBE
GÖNDEREN ANALAR, GÖZYAŞLARINIZI SİLİNİZ.
EVLATLARINIZ BİZİM
BAĞRIMIZDADIR.
HUZUR İÇİNDEDİRLER; ONLAR BU TOPRAKLARDA
CANLARINI VERDİKTEN SONRA, ARTIK BİZİM EVLATLARIMIZ OLMUŞLARDIR.”
MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK’ÜN bu mesajı tarihimizdeki ilk insani davranış olmadığı gibi, son
davranış da olmayacaktır.
Çanakkale Muharebeleri, gerçek anlam ve değeri ile öğrenilmeli, anlatılmalı ve
gelecek kuşaklara da aktarılmalıdır.
Hurafelerden
arındırılmış Tarihimize sahip çıkmalıyız…
Boşuna MUCİZELER
aramaya HURAFELERDEN medet ummaya tarihimizde yer yoktur.
Belçika’dan gelen bir
yeni yıl kutlama yazısıyla konumuzu noktalayalım.
DANİEL DUMOULİN DİYOR Kİ:
"TURQUİE,
TU DOİS ATATÜRK A DİEU ET LE RESTE A ATATÜRK"
''Türkiye, Atatürk’ü
Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
Saygılarımla…
Ahmet AVCI
18 MART 2017
İZMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder