MİLLİ MÜCADELENİN ÖNCÜSÜ VE LİDERİ
MUSTAFA KEMAL’İN
İHTİLAL PLANI…
Milli Mücadelede İhtilal Planı: (Milli
Bilinçlenme, Milli Örgütlenme, Kurtuluş savaşı)
Mustafa Kemal’in ihtilal planını
dört noktada özetlemek mümkündür.
- Anadolu’nun
İstanbul ile olan fikri ve idari bağını kopartarak Anadolu’yu İstanbul’dan
ayırmak.
- “Milli
İstiklali kurtarmak” Parolası ile Anadolu halkını bir örgüt etrafında birleştirerek
İhtilal havasına sokmak.
- İhtilal
için Ordunun desteğini sağlamak.
- Anadolu’daki
Mülki idareyi, Valiler ve Mutasarrıflar eliyle İhtilal yönetimine bağlamak.
Türkiye’nin o günkü koşullarında bu
planın açıkça ortaya konulması elbette düşünülemezdi. İşin başında bulunanlar
bile, Mustafa Kemal’in Memleketi ihtilale sürüklediğini kesinlikle
bilmemeliydiler. Bunu içindir ki Mustafa Kemal, hep Milli İstiklali, Vatanı ve
Padişahı kurtarmaktan söz etmiş; Padişaha karşı yapılan herhangi bir hareketi, ”Padişahı
kurtarma gerekçesine” dayamıştır.
Mustafa
Kemal, İhtilalin koşullarının ne ölçüde hazır olduğunu düşünürken, durumu şöyle
değerlendirmekte idi: Millet ve Ordu, Padişahın ihanetinden haberdar değil.
Asırların kökleştirdiği
dini ve ananevi bir bağ ile padişaha karşı itaatkar ve sadık. Milleti ve Orduyu
kurtuluş için bir fikir etrafında toplamak gerekiyor. Ancak Millet ve Ordu; asırların
verdiği alışkanlık ile kendisinden önce HİLAFETİN VE SALTANATIN kurtuluşunu
düşünüyor.
Padişahsız ve Halifesiz
bir kurtuluş düşünemiyor. Başka türlü fikir ve karar sahipleri; Milletin ve
Ordunun gözünde; derhal dinsiz, vatansız ve hain olur.
Halkı
ve Orduyu İhtilale sürükleyebilmek için Mustafa Kemal’in elinde üç önemli koz
vardı.
1.
Yurdun
birçok bölgesinin özellikle de İzmir’in İşgali.
2.
Hükümetin
acizliği, tepkisizliği ve düşmanla işbirliği içinde görünmesi.
3.
Taşıdığı
sıfat ve yetkiler. (Ordu Müfettişliği ve Padişah Fahri Yaverliği)
-- İtilaf Devletlerinin
Anadolu üzerindeki emelleri ve Mondros Mütarekesi gereğince bazı yerlerin
işgali, Anadolu’nun birçok yerinde halkı endişeye sevk etmişti Ancak İzmir’in işgali, o güne kadar sezilmemiş olan
büyük tehlikeyi ortaya çıkarmıştır. İzmir’in başına gelen felaket her yerde
beklenebilirdi.
İzmir’in işgali ile
ortaya çıkan heyecanı besleyerek tüm yurda yaymak ve devamlı kılmak
gerekiyordu. Mustafa kemal bunu büyük koz olarak kullanacaktı.
-- İzmir’in işgali
üzerine Hükümet istifa etmiş, ancak Padişah yeni hükümeti kurma görevini Damat
Ferit Paşaya vermişti.
Halik Ferit Paşayı
tanımıyordu. Bir vatan parçasının küçük bir devlet tarafından kolayca işgaline
seyirci kalan ve halka sükunet tavsiye eden bir hükümeti halkın gözünden
düşürmek zor olmayacaktı.
Aslında altı aydır,
İtilaf Devletlerinin işgal ve kontrolünde bulunan İstanbul’da Hükümet
edilemezdi. Padişah da aynı nedenle hür ve serbest değildi.
Bu görüşü ileri sürerek,
Milletin İstanbul’a karşı ümidini ve güvenini kırmak, ihtilal için Mustafa Kemal’in
elinde kuvvetli bir kozdu.
Mustafa kemal Paşa "Yaveri
Hazreti Şehriyari” idi.
Bu saygıdeğer sıfata ilaveten, Ordu
müfettişi unvanını taşıyordu.
Samsundan itibaren Sivil ve Askeri makamlara
yazdığı yazılarda bu iki sıfatını da kullanmıştır. Ordu Müfettişi ve Padişahın
yaveri olarak tanınmak ve güven kazanmak zorunda idi. İlk etkiyi yaptıktan sonra,
bu sıfatları kaybetse bile gerisi nasılsa gelirdi.
Mustafa Kemal’in bir şansı da; tüm
Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa’dan daha kıdemli Komutanın bulunmayışı idi. (
Konya’da bulunan Yıldırım Kıtaatı Müfettişi Mersinli Cemal Paşa daha kıdemli
idi. Fakat kısa bir süre sonra, İstanbul’a gitti ve Harbiye nazırı oldu)
İhtilalde Mustafa Kemal’in Kullandığı
Metot;
1.
Uygulamayı
birtakım safhalara ayırmak,
2.
Olayların
gelişmesinden yararlanarak, kamuoyunu hazırlamak.
3.
Aşama,
aşama yürüyerek hedefe ulaşmaya çalışmak.
Düşüncelerini ve tasarladığı planı uygulamak
için ihtilalin, her aşamasını, zamanı geldikçe, ortaya koyacaktı.
Bu metot; olayları zorlamamak, ancak
başarıyı da tümüyle rastlantılara bırakmamak, demekti.
Mustafa Kemal, yukarıda belirtildiği
gibi, İhtilal hareketini, halka mal etmek ve İhtilali halk hareketi olarak
göstermek istiyordu.
Ancak başarıya ulaşmak için Ordunun
desteğine de ihtiyacı vardı. Kendi deyimi ile ”ilk olmak üzere, tüm Ordu ile temasa
geçmek lazımdı.”
Mustafa Kemal, Milleti, Orduyu ve
Meclisi kazanarak, birlik beraberlik içinde Milli Mücadeleyi yürütmüş ve
başarıyı sağlayarak, önce işgalcileri yurttan kovmuş, yepyeni bir devlet kurarak,
Türk Milletinin Çağdaş dünyadaki yerini almasını sağlamıştır…
Ahmet AVCI
20 Ağustos 2016
İZMİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder