SİVAS KONGRESİ: 4-11 Eylül 1919
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan
Osmanlı İmparatorluğu, Mondros Mütarekesiyle kayıtsız şartsız teslim olmuş ve
ülke torakları işgale başlanmıştı…
Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı
görevine son verilen Mustafa Kemal Paşa da, İstanbul’a dönmüş, bir süre işsiz
güçsüz bir Paşa olarak kaldıktan sonra; Doğu Karadeniz Bölgesinde ortaya çıkan
çetecilik faaliyetlerini önlemek ve Doğu bölgesinde terhis edilmeyen askerlerin
terhisini sağlamak üzere 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilmişti…
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919 günü
Samsun’a çıkmış ve Müfettişlik yetkisini kullanarak, İşgalcilere karşı, Türk
Milletini ve Orduyu örgütlemeye başlamıştı.
Mustafa Kemal’in amaç ve niyetini
anlayan İngilizler, Geriye dönmesini sağlamaya çalışmışlarsa da başarılı
olamamışlardır…
Mustafa Kemal Paşa Samsun’dan Amasya
ya geçmiş ve 21/22 Haziran gecesi- İHTİLAL BİLDİRİSİ- AMASYA GENELGESİ ile
MİLLİ MÜCADELENİN, AMACINI, YÖNTEMİNİ VE GEREKÇESİNİ ORTAYA KOYARAK MİLLİ MÜCADELEYİ
BAŞLATMIŞTIR…
Amasya Genelgesin kararlarından birisi
de; Anadolu’nun en güvenli yeri olan SİVAS’TA bir kongre toplanması yönünde
idi…
Mustafa Kemal paşa Amasya Genelgesini
yayımladıktan sonra Sivas’a geçmiş, İl Valisi ve Kolordu Komutanı ile
görüşerek, Kongre konusunda talimatlar vermiş ve Erzurum Kongresi için Erzurum’a
geçmiştir…
Erzurum kongresinden sonra da Sivas’a
dönmüştür…
Sivas’ta Kongre hazırlıkları,
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin yerel şubesi tarafından, Vali Reşit Paşa ve Kolordu
Komutanı Selahattin’in yardımıyla yapılmıştı. Abdülhamit döneminde yapılan lise
binası toplantı yeri olarak seçilmişti.
Sivas Kongresi; Doğu Anadolu Müdafaa-i
Hukuk Derneğince hazırlanmıştır. Böylece Doğu Anadolu’nun Ulusal örgütü,
İhtilal başlangıcının önderliğini Mustafa Kemal aracılığı ile yapmış oldu.
İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümeti,
kongreyi önlemek için çeşitli girişimlerde bulundular.
Kongrenin Sivas’ta yapılmasına Sivas Valisi
de karşıdır. Sivas Kongre için delege de çıkartmamıştır.
Elaziz Valisi Ali galip ve Fransız
subayları, Mustafa Kemal’in tutuklanacağı, Kongrenin basılacağı gibi, çevreye
özellikle de Sivas Valisine gözdağı vermeye çalışmışlardır.
Kongreye katılanlar pek kalabalık
değildi. Kongreye Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla birlikte 38 kişi katılmıştı.
Ege Bölgesinin direniş örgütleri,
Alaşehir’de 16-25 Ağustos arasında yaptıkları toplantıda, Yunan birlikleri
MİLNE HATTI’NIN dışına çıkmadıkları takdirde, yazılı olmayan bir barış
anlaşmasına uymaya karar verdiler ve Sivas’a delege göndermediler.
Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu’daki
direniş örgütlerinin gerçek temsilcilerinin katıldığı Erzurum Kongresinden
farklı olarak, Sivas’taki toplantıya daha çok kendi kendini tayin etmiş olan
MİLLİYETÇİ MİLİTANLAR katıldı.
Ali Fuat’ın babası İsmail Fazıl Paşa
seçilmediği halde, İstanbul Delegesi olarak katılmıştı. “Karakol” adlı gizli
örgütün başı olan Kara Vasıf da kendisini Antep Delegesi olarak tanıtıyordu.
Osmanlının eski Washington
büyükelçisi, Bilinski soyadlı Polenez dönmesi Ahmet (Alfred) Rüstem de
oradaydı.
Bu kişi Mustafa Kemal’e şöyle demişti:
“Paşa, unutmayınız ki, burada Cemiyetler Kanununa göre oluşmuş bir heyet
değiliz. Bizim bir ihtilal heyetinden başka kimliğimiz yoktur.”
Ama Mustafa Kemal, bu sözlere kulak
asmadı. VATANSEVER ÖRGÜTLERİN YURT ÇAPINDA YASAL CEMİYETİ GÖRÜNTÜSÜNÜ VEREREK,
bunun Türk Milli Mücadelesine önderlik etmesine uygun bir kılıf olacağını
düşünüyordu.
Sivas Kongresinde de Erzurum
kongresinde olduğu gibi, Mustafa Kemal’i üstlendiği kutsal görevin dışına
itmek, etkisiz bırakmak, eylemin önderliğinden uzaklaştırmak için, arkadaşları
da oyunlar düzenlemişlerdir. Önderlik için yarış başlamıştır, ancak hiç kimse
de Mustafa Kemal’in karşısına çıkamamaktadır.
Öncelikle Mustafa Kemal olmasında…
Sivas Valisi, Kongrenin Sivas’ta
toplanmasını istememiş, Sivas İli delege bile çıkartmamıştır.
İlk günler Kongre üyeleri; İttihatçı
olmadıklarını ispata çalışırlar. Sonra da MANDA tartışmaları yaşanmıştır…
4 Eylül günü Sivas Kongresi açıldı.
Mustafa Kemal Paşa açış konuşmasını yaptı ve Kongrece Başkanlığa seçildi.
5 Eylül günü; Kongre ikinci toplantısını
yaptı. Üyeler yemin ettiler. Padişah Vahdettin’e; “Kongrenin Millet iradesi ile
toplandığını“ bildiren telgraf çekildi.
Millet’e hitaben hazırlanan
BEYANNAMENİN kabul edildi.
4 Eylül’de başlayan Kongre 11 Eylül’de
Çalışmalarını bitirdi ve şu kararları aldı:
SİVAS
KONGRESİ KARARLARI 4- 11 EYLÜL 1919
1. Mondros Mütarekesiyle belirlenen
sınırlar içerisinde Vatan bir bütündür bölünemez.
2. Osmanlı topraklarının bütünlüğünü, Halife
ve Saltanatın güvenliğini sağlamak için: Milli gücü ve Milli iradeyi hâkim
kılmak esastır.
3. Her türlü işgale, müdahaleye ve
azınlık isteklerine dilenilecektir.
4. Gayri Müslimlere egemenliğimizi
bozucu haklar verilemez.
5. Osmanlı Hükümeti, baskı karşısında,
vatanın herhangi bir parçasını terk etmek zorunda kalırsa, bütünlüğü sağlayıcı
her türlü kararlar alınacaktır.
6. İtilaf Devletlerinden, Türkiye’nin
kendi toprakları üzerindeki haklarına saygı göstermesi beklenir.
7. Devletin ve Milletin siyasi ve
ekonomik bağımsızlığın zedelemeyecek şekilde başka devletlerin ekonomik ve
sanayi yardımı kabul edilebilir.
8. İstanbul Hükümeti Meclisi Mebusan-ı
derhal toplamalıdır.
9. Ulusal dernekler; ”Anadolu ve
Rumeli Müdafaa-i hukuk derneği” adı altında birleştirilmiştir.
10. Milli Mücadeleyi yürütecek,15
kişilik bir temsili heyet seçilmiştir.
Heyetin Başkanı Mustafa Kemal
olmuştur.
SİVAS KONGRESİNİN SONUÇLARI MİLLİ
MÜCADELE İÇİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ:
Sonuç başarılıdır, çeşitli görüşlere
sahip temsilcilerin düşünceleri bağdaştırılmak yolu tutulmuşsa da, sonuç
Mustafa Kemal’in istediğine uygundur.
1. Öncelikle, Ulasal amaca erişmek
yolunda ayrı ayrı çalışan dernekler birleştirilmiştir.
2.
Artık savaş ve ihtilal tek örgütçe ve tüm yurtta yaygın biçimde
yönetilebilecektir.
3. Ulusal Egemenlik ilkesinin kabulü
ile de “Saltanat ve Halifeliğin“ kurtarılacağı ortaya atılmıştır.
Bu çok önemli bir adımdır. Böylece Osmanlı
Saltanatının üzerine ULUSAL EGEMENLİK çıkartılmaktadır. Bu nedenle birçok tarihçi,
Sivas Kongresi ile “Ulusal Devletin” kurulduğunu söylemişlerdir.
Mustafa Kemal ilk hedef olarak, bu
esasa (Ulusal egemenlik) dayanarak, Heyet-i Temsiliye yi, bir Yürütme Organı
gibi kullanmak istiyordu.
İkinci hedef de, Damat Ferit
Hükümetini düşürüp Vatansever bir hükümet kurulmasını sağlamaktı.
Damat Ferit çekilmek zorunda bırakılınca;
30 Eylül’de Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu. Salih Paşa ile Amasya görüşmeleri
yapıldı.
Sivas Kongresi olumlu biçimde
sonuçlanınca; içte ve dışta büyük yankı uyandırdı.
Kuvayı Milliye ruhu tüm ülkede hızla
yayılmaya başladı.
Batılı Devletler, bu olayı, ”Devlete
başkaldırı“ olarak nitelemelerine karşın, kendi kamuoylarında, bu hareketin
“ULUSAL BİR DAVA olduğu anlaşılmaya başlandı.
İstanbul Hükümeti de bu kongreyi,
meşru olmayan bir İSYAN olarak değerlendirdi.
Damat Ferit; ”Anadolu hareketleri;
Birinci Dünya Savaşında terfi etmiş, birkaç subayın işidir. Bu hareketler,
alevleri sönmüş, bir saman ateşinden başka bir şey değildir.” diyordu.
Anadolu’da, İttihatçılık ve Bolşeviklik yapıldığını ileri sürüyordu.
İstanbul basınında çıkan aleyhte
yazılar; Milli Mücadeleye girenleri hayalci olarak nitelerken, Ülkenin başına
gelen tüm felaketlerin de sorumlusu olarak gösteriyordu. Ülkenin gerçek
kurtuluşunun ancak siyasetle mümkün olacağını ileri sürüyorlardı.
İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Robeck,
Mustafa Kemal’in başlattığı hareketin, ”Bağımsız bir Cumhuriyet” kurulmasına yöneldiğini 17 Eylül 1919’da
Hükümetine bildirdi.
İngiliz gazetesi Thames; 22 Eylül 1919
günlü sayısında; “Anadolu Cumhuriyeti” başlıklı yazısında Mustafa Kemal’in “Cumhuriyet
“Kuracağını ileri sürüyor ve bu haberi; Kongre sırasında Sivas’ta bulunan,
General Harbord ve Gazeteci Mr.Brown’a dayandırıyordu.
SİVAS
KONGRESİNDEN SONRAKİ GELİŞMELER
Sivas kongresinde alınan kararları
“Ulusun istekleri” olarak sunan ve bu doğrultuda çalışmalara başlayan Mustafa
Kemal’e şu önemli görevler düşüyordu.
1. Her ne kadar kendisine göre,
Meclisi Mebusan’ın işlevi sona ermişse de Sivas’ta istenenin yapılması gerekiyordu.
Meclisi Mebusan’ı en iyi biçimde toplamak ve en sağlıklı kararları aldırmak.
2. Meclisi Mebusan, Osmanlı Devletinin bir
organı olduğuna göre, yeni Osmanlı Hükümeti ile anlaşma çareleri aramak.
Mustafa Kemal bu iki görevin geçici olduğunu
biliyordu. Ancak yerine getirmek zorunda idi.
3. Kuvayı Milliye Birliklerince karşılanan
düşman saldırılarını; yeni ve tam bir örgüt kuruluncaya kadar, belli sınırda
tutmak.
Damat Ferit, Sadrazamlıktan çekilince
iş başına gelen Ali Rıza Paşa, ılımlı ve dürüst bir kişi idi. Mustafa Kemal
Sadrazama aşağıdaki telgrafı çeker; ”Yeni Hükümet, Erzurum ve Sivas
Kongrelerinde belirlenen ULUS AMAÇLARINI VE OLUŞTURULAN TEŞKİLATI kabul ettiği
takdirde Kuvayı Milliye ona yardımcı olacaktır.” Yani heyeti Temsiliye İstanbul
Hükümeti ile çalışabilir.
M. Kemal 20 Ekim’de Amasya’da Osmanlı
Nazırı Salih Paşa ile görüştü. Görüşmelerin sonunda protokoller imzalandı. Bu
protokollerde özetle; İstanbul Hükümeti, Heyeti Temsiliye’yi tanıyor. Meclisi
Mebusan’ı toplayacağını ve Anadolu ile iyi geçineceğini belirtiyordu. Buna karşılık,
Heyeti Temsiliye de Vatanın bütünlüğüne bir zarar gelmemesi koşulu ile İstanbul
Hükümeti’nin işlerine karışamamayı ve aleyhinde bulunmamayı kabul ediyordu.
Bu protokollerin önemi; Bir süre sonra
uygulanabilirliğini yitirmiş olsa bile, Bu protokoller; İstanbul hükümetinin
Anadolu hareketini tanımış olduğunu gösteriyor. Bir süre önce bu hareket en
ağır biçimde lanetlenirken, bu gelişme geçekten çok önemlidir.
Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye’yi
sanki yeni bir devletin hükümeti imiş gibi Osmanlı Hükümetinin karşısına
oturtmuş isteklerinin çoğunu kabul ettirmiştir.
Gerçekten olayların akışı bu tarihten
tam altı ay sonra, bu devleti kudurtacaktı.
Salih Paşa İstanbul’a dönünce Mustafa
Kemal de Anadolu’nun çeşitli yerlerini dolaşarak, örgütü denetledi. Tekrar
Sivas’a döndü.
16 Kasım günü, Heyeti Temsiliye
üyeleri ve bazı Komutanlarla bir toplantı düzenleyerek genel durumu
değerlendirdi. (Bu toplantı 28 Kasım’a kadar sürmüştür.)
18 Aralık 1919 Mustafa Kemal Paşa ve
Heyeti Temsiliye üyeleri Ankara’ya hareket etti.
Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i
Temsiliye üyeleri, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya
geldiler ve coşkulu törenlerle karşılandılar.
Ahmet AVCI
4 EYLÜL 2016
SEFERİHİSAR
Not:
* Sivas’ta her şey güllük gülistanlık
değildi; Mustafa Kemal, Amasya’ya Salih Paşa ile görüşmeye gittiğinde, Sivas’ta
bir karşı grup Padişaha bağlılık telgrafı çekmiştir.
Heyeti Temsiliye’nin kontrolündeki bir
yöreden böyle bir telgrafın çekilmesi Mustafa Kemal’i çok üzmüştür.
**Ankara’ya hareket edecek Heyeti
Temsiliye’nin Kumanyası: 20 yumurta, 1 okka peynir ve oniki ekmek. Osmanlı Bankasından
yalvarma, tehdit ve kefaletle bin lira borç alınarak yola çıkılır.
***Sivas günleri; Mustafa Kemal’in Ya hiç
unutmadığı ya da hiç hatırlamak istemediği günleridir.
https://www.facebook.com/notes/ahmet-avc%C4%B1/sivas-kongresi/1253811898002678
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder