DEVLET ADAMI YA
DA DEVLET ADAMLIĞI…
(BENZETMEK GİBİ
OLMASIN AMA)
Dostlarım,
Falih Rıfkı
ATAY’DAN bir anı aktarmak istiyorum…
Doğru olduğuna
eminim…
Enver Paşa
konusunda mutlaka bir kanatınız vardır…
Benim sizden
dileğim; bu anıdan giderek başka DÜŞÜNCELERE kapılmamanızdır…
Ancak; Allah
sonumuzu hayretsin diyebilirsiniz…
Anı; “Birinci
Dünya Savaşı’na istemeyerek giren ya da sokulan OSMANLI YÖNETİMİ’NİN SAVAŞ SONU
DURUMUNA İLİŞKİNDİR…”
Başta Padişah
(Sultan Reşat ve sonra Sultan Vahdettin) var ama İttihat Terakki Partisi
yönetime egemendir…
Partinin de üç
önemli lideri vardır…
Talat Paşa;
Başbakan
Cemal Paşa
Bahriye Nazırı
Enver Paşa
Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili
Birinci Dünya
savaşında; OSMANLI VE MÜTTEFİKLERİ HEZİMETE UĞRAMIŞLARDIR…
Bu hezimeti
görmeyen ya da görmek istemeyen; Enver Paşa’dır…
Bu sonucu, Enver
PAŞA’YA anlatabilecek, bir devlet adamı da, siyasetçi de yoktur…
Ve sonunda bu
konuyu Enver Paşa’ya bildirebilecek birisini bulurlar…
*****
Evet, artık söz
Falih Rıfkı ATAY’DA
Atatürk’ün umumi kâtibi
Hasan Rıza Soyak’ın babası Necip Bey, Üsküp Eşrafından pek dürüst bir efendi
idi.
1908 hürriyet
savaşından önce, İttihatçılarla münasebette bulunduğu vakit, Enver Bey de ona
defalarca misafir olmuştu. Kendisini pek sayar, gördükçe elini öperdi.
Bir sultanla
evlendikten sonra da eşini yabancı erkek olarak yalnız onun yanına çıkarmıştı.
İttihat ve Terakki umumi merkezi Birinci Dünya
Savaşının son yılında artık zaferden tamamıyla umut kesmişti. Rusya’da
yıkıldığına göre, tekli barış yapma imkânı aramak fikri hepsini sarmıştı. Fakat
Enver Paşaya bu bahsi açmaya hiçbirinin cesareti yoktu.
Bir gün Necip Bey’i merkeze çağırdılar. Durumu ve
düşündükleri son çareyi anlattıktan sonra:
-Dinlese dinlese, seni dinler? Bir vatan
vazifesidir, teşebbüs et, dediler.
Necip Bey, Enver’in yalısına gideceği günün
sabahı, evdekilere:
Bugün çok ehemmiyetli bir vazife yapmağa
gidiyorum. İnşallah muvaffak olurum, dedi.
Enver kendisini öğle yemeğine alıkoydu. Sofrada
Necip Bey bahsi açtı, dili döndüğü kadar konuştu. Enver sonuna kadar
dinledikten sonra:
-VAH NECİP BEY VAH, DEDİ, SENİ DE ZEHİRLEMİŞLER.
SEN Kİ MANEVİYATA İNANIRSIN, BİLMİŞ OL Kİ, BEN ALLAH TARAFINDAN BÜYÜK TÜRK
HAKANLIĞINI KURMAYA VEKİLİM. GİT EVİNDE RAHAT UYU!
Necip Bey eve döndüğü vakit, şöyle diyordu:
-EĞER BU ADAM HARBİYE NAZIRI, BAŞKUMANDAN VEKİLİ
VE YAVER-İ HAZRET-İ ŞEHRİ YARİ OLMASA, YERİ DOĞRUDAN DOĞRUYA TIMARHANEDİR.
1 yorum:
Enver Paşa Allahuekber dağlarında kar ve tipinin yuttuğu binlerin sorumlusu biridir. Komutanlık vasfının olmadığı o olayda zaten anlaşılıyor.
Yorum Gönder