LAİKLİĞİN KABUL EDİLİŞİNİN 86. YILI
KUTLU OLSUN!
10 NİSAN 1928
“Cumhuriyet’in iki büyük projesi
vardı. Biri “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir” diye söylenen “LAİKLİK”; diğeri,
“Ne Mutlu Türküm Diyene” özdeyişinde ifadesini bulan “MİLLİ BİRLİK” idi.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu olağan
dışı ortamda; en çok gündemde olan konu, kuşkusuz LAİKLİK’TİR ve MİLLİ
BİRLİKTİR.
Göz ardı edilen MİLLİ BİRLİK VE LAİKLİK
uygulamasındaki farklılıklar yüzünden, Ülke kaosa sürüklenmekte, Toplum bölünme
kaygıları taşımaktadır.
Laiklik; devletin dinin etkisinden,
dinin de devletin etkisinden kurtarılması; bireylerin tanrılarıyla, kendi
tanrılarıyla baş başa bırakılmasıdır. Toplumsal düzenin ve hukuk kurallarının
dine değil de akla ve bilime dayandırılmasıdır. Halkın; mutluluğuna, refahına,
insancına günlük yaşamına yönelik her yeniliğin yasaklanması anlayışına da son
vermektir.
Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin en
temel özelliğidir. Devlet düzenini yansıtan Anayasa ve dolayısıyla Hukuk
Düzeni, Laiklik İlkesine göre biçimlenmiştir.
Bu durum, Anayasa’nın başlangıç
bölümünde ve birçok maddesinde ifade edilmiştir…
10 Nisan 1928’de; “DEVLETİN DİNİ
İSLAM’DIR” hükmü Anayasadan çıkartılmıştır. Bu önemli adımdan sonra da Laiklik
ilkesi; 5 Şubat 1937 tarih ve 2115 sayılı Yasa ile Türkiye Cumhuriyeti’nin
nitelikleri arasında yer almıştır. Laik devlet ilkesinin Cumhuriyetin temel
nitelikleri arasında yer verilmesine 1961 ve 1982 Anayasalarında devam edilmiş
ve her iki Anayasa laiklik ilkesini sıkı bir korumaya almıştır.
Ülkemizi işgalden kurtaran, devletimizi
kuran, Devletimizi ve Milletimizi çağdaş uygarlık yoluna yöneltenleri, başta
Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, minnet, şükran ve saygı ile anıyoruz…
Ahmet AVCI
10 NİSAN 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder