DEVRİMCİLİK VE ATATÜRK’ÜN
DEVRİMCİLİK İLKESİ
Devrim: Değişme, biçim değiştirme
zorlayarak biçim değiştirme. Toplumun tüm yapısının çabuk ve zorlama ile
değiştirilmesidir.
Devrimcilik; dünyada, çağdaşlaşma
adına yaşanan gelişmeleri izlemek ve uygulamaktır.
Devrimcilik; çağdaşlık ve uygarlık
yolunda, hep ileriye gitmektir. Aynı zamanda Türk Devrimini de geliştirmek
demektir.
Devrimcilik: Eski düzenin,
geçerliliğini yitirmiş kurumlarını yıkıp, yerine çağın gereksinimlerini
karşılayacak kurumları koymaktır.
Devrimcilik İlkesi; Türk Devrimini
benimsemek ve korumak demektir.
Ancak Kemalizm, bununla
yetinmemekte, DEVRİMCİLİĞİ; aynı zamanda, sürekli olarak yeniliklere,
değişmelere açık biçiminde anlamakta ve kalıplaşmaya karşı çıkmaktadır.
ATATÜRK; DEVRİMCİLİK
İLKESİ İLE ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNE ULAŞMA ÇABASINDA; HEM, TÜM DEVRİMCİ
ÇABALARINA SAHİP ÇIKILMASINI, ONLARIN KORUNMASINI, GELİŞTİRİLMESİNİ, HEM DE
YENİ GEREKSİNİMLER KARŞISINDA, YENİ DEVRİMCİ UYGULAMA VE ÇÖZÜMLERE GİDİLMESİNİ
ÖNGÖRMEKTEDİR.
Devrimcilik ilkesi; Türk Devrimini
ve diğer ilkeleri kalıplaşmaktan kurtaran, onu yaşayan, çağın, çağların,
geleceğin oluşumları, gelişmeleri, değişmeleri karşısında; sürekli kılan
ilkesidir.
Çağdaşlaşmanın en büyük
engeli; devrimleri kalıplaştırmak, ilkeleri yeni gelişmelere yanıt veremez hale
düşürmektir.
Çağdaşlaşma; bilinçli olarak çağa
yönelmektir. Atatürkçülük sürekli olarak çağa yönelmeyi hedef edinmiştir. İşte
bu devrimcilik ilkesidir.
Devrimcilik; hem gerçekleştirilen
devrime bağlılığı, onu korumayı, hem de bu devrimin uygulanan atılımları ile
yetinmeyip, ÇAĞDAŞ UYGARLIK düzeyine çıkmayı,
gelişen, değişen, yenileşen evrende, toplumlar arasında çağdaş kalmasını
sağlayacak, başka yenilikleri de gerçekleştirecektir.
Atatürk’ün
Türkiye’si; hem köklerinden kopmamış, hem evrenselle bütünleşmiş bir
Türkiye’dir.
HER GERİ KALMIŞ ÜLKE
DEVRİMİ, BİR ÇAĞDAŞLAŞMA MODELİDİR.
Atatürk’ün çağdaşlaşma modelini,
kalıcı ve üstün kılan iki özelliği vardır:
·
Atatürk; çağdaşlaşma ile
demokrasiyi birbirinden ayrı görmemiştir.
·
Ulusal birliği;
farklılıkların değil, benzerliklerin kurumlaştırılmasında ve kalıcı
kılınmasında aramıştır.
Devrimcilik ilkesi;
Atatürkçü düşünce sisteminin yeniliklere açıklığını sağlar. Ancak Atatürkçü
düşünce sisteminin ödün vermediği, değişikliğe açık tutmadığı konular da
vardır:
ATATÜRKÇÜLÜK;
CUMHURİYETİN, LAİK VE MİLLİ OTORİTESİNDEN VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN
ÜLKESİ VE MİLLETİYLE BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNDEN ÖDÜN VERMEZ.
Devrimcilik ilkesinin
sonuncu ilke olarak benimsenmesinin de bir anlamı, bir yorumu vardır.
Devrimcilik ilkesinden önceki her ilke ve bu ilkelerin amaçları, önermeleri;
çağın gelişimi içinde, devrimcilik ilkesi doğrultusunda, yeni yorumlarla, yeni
yönlendirmelerle, işlerlik kazanacak, yaşayan, yeni gereksinmelere yanıt veren
ilkeler olacaktır.
TÜRKİYE,
HIZLA KALKINABİLMEK, ÇAĞA UYMAK İÇİN DEVRİMCİ OLMAK ZORUNDADIR.
En ileri
kurumlar bile, zamanla, koşullar içinde eskir. En ileri bir devrimin,
”bekçiliği” ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde
kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar.
Kemalizm’in,
bu; sürekli devrimcilik anlayışını benimsemeden, sadece Atatürk’ün sağlığında
gerçekleştirdiklerinin bekçiliği ile yetinenleri “Kemalist” ya da “Atatürkçü”
saymak olanaksızdır.
DEVRİMCİLİĞİN SAĞLADIĞI YARARLAR:
1.
Kişisel egemenliğe (Sultanlığa) son
verilerek Ulus egemenliği sağlanmıştır.
2.
Her yönden gelişme olanağı ortaya
çıkmıştır.
3.
Türkiye Cumhuriyeti, Devrim
sayesinde, çağdaş bir devlet sistemine kavuşmuştur.
Ahmet AVCI
İZMİR
1 ŞUBAT 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder