26 Ocak 2016 Salı

262- BİR KİTAP- 1984

BİR KİTAP

“1984”

Yazarı: George Orwell
Yayınevi: Can Yayınları
Çevirmen: Celal Üster
Basım Yeri / Tarihi: İstanbul / KASIM 2015 SAYFA SAYISI: 350

KİTAP HAKKINDA

George Orwell, "1984" adlı eserinde despotizmin (zorbalık) egemen olduğu bir dünyayı anlatır.
Bu kitap, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur…

Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni,  romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır…
Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgahlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır BİN DOKUZYÜZ SEKSEN DÖRT.
Bu ütopyaya göre, dünya eşit güce sahip üç bloka ayrılmıştır.
Yönetenler tek egemen güçtür.
İnsanlar yöneticilerin korkusu ile sinmiş, özgürlükler kaldırılmış, ahlâki ve
İnsani duygular yok edilmiş, düşünme ve düşündüğünü söyleme yasaklanmış,
yaşam tüm güzelliklerini yitirmiştir.

Hiç kimse birbirine güvenememektedir.

Çoğu kişiler casustur. En yakınlarını yönetime gammazlama bir ödev haline getirilmiştir.
Bireylerin kişilikleri tamamen silinmiştir.

Orwell bu eserinde, gelecek üzerine korkularını dile getirmiştir.

İnsanları, modern dünyayı etkileyebilecek sorunlar üzerinde düşünmeye yöneltmek istemiştir.

“1984”

“1984”, Yazar George Orwell’in 1940’larda yazdığı ve kimilerine göre totaliter,
kimilerine göre ise demokratik (!) bir toplumu canlandırdığı bir kurgu romandır.
Ve tabi ki Sizin de kesinlikle ve kesinlikle bildiğiniz gibi, 75 yıllık bu eserin bugünkü uygulamalarla hiçbir ilgisi, benzerliği ve bağlantısı yoktur!

Okumuş olanların hoşgörüsüne sığınarak Okumayanlar için kısacık bir özet:

Zamanın birinde büyük bir ülkede Büyük BİRADER’İN yönetiminde yeni ve ileri bir demokrasi kurulmuştur.
BİRADER,  dünyanın en büyük lideridir.
Demokrasi Onun yönetiminde başarıdan başarıya koşmaktadır.
Tarih her gün yeniden yazılmaktadır.
Yazılan her şey zafer ve başarıdır. Çünkü asla ve asla başarısızlık söz konusu olmamaktadır. (Olsa bile, Bunlar söz konusu edilemez, sorgulanamaz, bunlardan şüphe duyulamaz. Bunun aksini iddia edenler sessizce ikna edilir.)

Bu ileri demokrasi yalnız dış düşmanlarına karşı değil, içerdeki inatçı ve uslanmaz muhaliflerine karşı da darbe üzerine darbe indirmektedir.

Kamu görevlisi Winston da dışarıya belli etmese de gizli ve onulmaz bir muhaliftir. BÜYÜK BİRADER’E ve Partiye gönülden biat etmemektedir. Durum, yetenekli kuşlar tarafından ilgili yerlere fısıldanır.

Tutuklanan Winston, BÜYÜK BİRADER’İN ve ekibinin bütün şefkatli yaklaşımlarına rağmen ne muhalefetten vazgeçmekte ne de BÜYÜK BİRADER’E katılmamaktadır.
 Yani muhaliflik gibi büyük bir suç işlemeye devam etmektedir.

Öte yandan BÜYÜK BİRADER, çok akıllıdır. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemez. O’na göre Winston harcanamayacak kadar değerli ve özel bir yemdir. O’nun direncinin kırılması pek çok münafık muhalifin de demokrasiye kazandırılması anlamına gelecektir.
O halde Winston’ın kazanılması için ne gerekirse yapılmalıdır.
Yapılır da…

Sorun; psikolojik tedavi, siyasi eğitim ve Tarafsız Yargı yoluyla halledilecektir. Winston rejimin kalesi olan Sevgi (Propaganda) Bakanlığının lüks, konforlu (fakat biraz nemli ve karanlık!) hücrelerinde ilgililerin şefkatli ellerine bırakılır.
Üzerinde kuduz farelerle yüz yüze getirilmek gibi masum ve insancıl deneylere varan uygulamalar yapılır.

Bu uzun ve zahmetli tedavi, eğitim ve yargılamalardan sonra Sevgili İleri Demokrasimiz bu zor işin de üstesinden gelir.

BÜYÜK BİRADER, YİNE KAZANMIŞTIR…

Kitap bu mutlu gelişme ile sona eriyor.

İşte Sevgi Bakanlığı koridorlarındaki sahne.
Ve son paragraf.

“BAŞINI KALDIRIP (VİNSTON) O KOCAMAN YÜZE BAKTI. O SİYAH BIYIĞIN ARDINDA GİZLENEN GÜLÜMSEYİŞİN ANLAMINI KAVRAMASI 40 YILINI ALMIŞTI.
AH, O ACIMASIZ,  BOL ALDANIŞLAR!
AH, O SEVECEN KUCAKTAN DİK KAFALI, BİLE İSTEYE KAÇIŞLAR!
YANAKLARINDAN CİN KOKULU İKİ DAMLA GÖZYAŞI SÜZÜLDÜ.
AMA ARTIK HERŞEY YOLUNA GİRMİŞTİ, MÜCADELE SONA ERMİŞTİ…
SONUNDA KENDİNE KARŞI ZAFERE ULAŞMIŞTI.
BÜYÜK BİRADER’İ ÇOK SEVİYORDU…


Hiç yorum yok:

Blog Arşivi

Katkıda bulunanlar