15 Ocak 2015 Perşembe

269- ŞIRNAK'TAN BİR İZİN ANISI

ŞIRNAK’TAN BİR İZİN ANISI…

(Bu anı 11 OCAK 2015 günü KHO1968 DEVRE GECESİNDE anlatılmıştır...)

Değerli Arkadaşlarım, en az bizim kadar asker olan Muhterem Hanımlar, burada sizlerle birlikte olmaktan son derece mutluyum…
Bu keyifli ortamda olsak da; Ülke sorunlardan ayrı kalmamız mümkün değil; Ozan Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun da dediği gibi;

Kirazın derisinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var
Canıma ciğerime dek işlemiş
Canıma ciğerime
Sapına kadar
Elma dalından uzağa düşmez
Ne yana gitsem nafile
Memleketin hali gözümden gitmez
Bin bir yerimden bağlanmışım
Bundan ötesine aklım ermez…

1992- 1993 YILLARINDA ŞIRNAK TUGAYI DESTEK KITALAR KOMUTANI İDİM…
Bu yıllar; BÖLÜCÜ TERÖRÜN AZGINLAŞTIĞI DÖNEM idi ve “Göstermelik Ateşkes Aldatmacası” olsa da büyüklerimizin deyimiyle DÜŞÜK YOĞUNLUKLU BİR SAVAŞ VARDI…
Bu dönemde iki kez ŞIRNAK TUGAYI VE ŞIRNAK KENTİ basılmıştı…
Kuzey IRAK’A Sınır Ötesi Harekât ta bu dönemde yoğunluklu olarak yapılmıştı ve bu harekâtta da TUGAYIMIZ kilit konumunda idi…
Biz Askerler olarak, yorulsak da tehlike altında bulunsak da; UMUTLU İDİK, ÜLKEMİZİN, BÖLÜNMESİ VE MİLLETİMİZİN PARÇALANMASI KONUSUNDA BİR ENDİŞEMİZ DE YOKTU…
Kendimize de Ordumuza da Milletimize de güveniyorduk…
TERÖRÜ BİTİREBİLECEĞİMİZ İNANCINDA İDİK, BÖLGEDE BÖLÜCÜ TERÖRÜ DESTEKLEYENLER bile AZINLIKTA İDİ…
Savaş ortamında olsak da; yaşam devam ediyordu…
Rütbelilerin çoğu görev bölgelerine evlerini de getirmemişlerdi…
Yaklaşık üç aylık aralarda kısa süreli de olsa izin verilirdi…
Kuzey IRAK Harekâtı sonrasında; izin verilme askıya da alınmıştı…
Önemli moral desteği olan izinin; bu uygulaması rütbelilerde de erlerde de huzursuzluk yaratmıştı, bizim astlarımız bizlere rahatlıkla ulaşabiliyorlardı ama, biz Ast Birlik komutanları, Tugay Komutanımıza bu sorunu iletemiyorduk…
İzin istemek de ayıp gibi geliyordu, o yaşlarda…

Ben “BU İZİN ÖYKÜSÜNÜ” sizlerle paylaşmak istiyorum:
Şırnak’tayız ama arada böylesi MORAL GECESİ de düzenleniyor…
İşte böyle bir moral gecesin de ben de bir fıkra anlatmak istediğimi söyleyerek mikrofonu elime aldım…
Tugay komutanımızın gözlerinin içine bakarak anlatmaya başladım:
Savaş zamanında; çok sevilen bir CEPHE KOMUTANI varmış, O da askerlerini çok severmiş.
Bir gün kışlayı dolaşırken üzgün bir askerini görmüş, derdini sormuş,  Er de; “KOMUTANIM, ASKERE GELMEDEN ÜÇ AY ÖNCE BİR OĞLUM OLDU, ŞİMDİ BİR YAŞINDA, ÖZLEDİM, BİR ANDA AKLIMA DÜŞTÜ.”
Komutanda; “OĞLUM, ALLAH BAĞIŞLASIN, TEZ ZAMANDA KAVUŞMANI DİLERİM” demiş ve oradan uzaklaşmış…
Gerekli emirleri vererek, o erin oğlunun kışlaya getirilmesini sağlamış…
Sonra o eri çağırtmış ve bakmış ki er yine süzgün; “Ne oldu asker, bak oğlunu da gördün neden yine üzgünsün?”
Asker de: “KOMUTANIM, SAĞOLUN, OĞLUMU GETİRTTİNİZ AMA BİR YAŞINDAKİ ÇOCUĞU ANASIZ BURADA NE YAPAYIM?”
Tugay komutanımızın gözlerine baktım; ANLAMSIZ BAKIYORDU…
Sonuç alınamamıştı…
“Komutanım, izniniz olursa bir de şiir okumak istiyorum” dedim…
Başıyla “olur” diye işaret verdi…

Ne yazık ki ozanını bilemediğim aklımdaki bir şiiri okumaya başladım…

“KARIM BENİM,
SEVGİSİ İÇİMDE TOMURCUKLANAN BAHARIM BENİM,
SAKIN İÇLENİP SÖYLENME, BU AYRILIK TA NEREDEN GELDİ DEME,
DOĞU’DA BİR DRAM OYNANIYOR KARICIĞIM, ÇELİK SÜNGÜLERLE…
ELVEDA KARICIĞIM, ELVEDA,
BU SEVDA BAŞKA SEVDA,
YURT SEVGİSİDİR BU,
İNAN Kİ SENDEN ÖNCE ONUNDUR, NEYSE BÜTÜN VARIM,
ARTIK, BOL IŞIKLI BİR YARINA ŞARKI SÖYLESİN ÇOCUKLARIM…
VE BUNDAN BÖYLE BOŞ KALAN YASTIĞIMA OĞLUM KOYSUN BAŞIN,
VE SEN ONA ADIMDAN ÖNCE ÖĞRETMELİSİN İSTİKLAL MARŞIN,
DUDAKLARINDA ŞANLI BAYRAĞIN İZİ
VE GÖZLERİNDE
YURDUN ENGİN DENİZİ DALGALANAN KIZIM BENİ SORARSA DE Kİ:
DÜN DEDEN YURT YOLUNDA ÖLMÜŞTÜ…
BUGÜN BABAN AYNI YOLUN DAHA ŞEREFLİSİNE DÜŞTÜ…
ANCAK, BUGÜN BU YOL HABUR KIYILARINDA BİTİYOR,
AMA ONUN GÖZLERİNDE;
YURDUN BÜTÜNLÜĞÜ, ULUSUNUN MUTLULUĞU TÜTÜYOR…
BÖYLE SÖYLE,
BÖYLE YAZ,
ÇÜNKÜ KARICIĞIM,
YURT OLMAYINCA HİÇ BİR ŞEY OLMAZ…”
Sessizce yerime Komutanın yanına oturdum…
Komutanın gözleri yaşarmıştı.
“Ahmet Yarbayım, sen izin mi istiyorsun” dedi.
Ben de “Hayır Komutanım; askerlerim izin istiyor” dedim…

Saygılarımla…

Ahmet AVCI
11 OCAK 2015


YORUMLAR:
Sayın Hemşerim, yazınızı zevkle okudum çok mutluluk duydum ve adınızı saklamaya aldım.
Sonsuz selam sevgi ve saygılarımı sunarım.
HALİT OVALI

Harikası Ahmet arkadaşım.
Mustafa ERKAN

Tam bir duygu denizine daldım sayende. Keşke bir kitap ta toplayabilsen bu güzel anılarını....
Cahit SARSILMAZ

Sayın Avcı,
Yüreğinizin en derin yerlerinden seslenişleriniz, bana Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin seslenişlerini çağrıştırdı!
Şu sıralarda onun kitabını okuyorum... İkinizin de beslendiği kaynak aynı olunca, aranızdaki benzerliklere şaşırmamak gerek...
Ben de zaten şaşırmıyorum.
Bu "Peygamber Ocağı" işte, çoğunlukla, sizleri böyle şekillendiriyor.
Ne mutlu sizlere ki bu duyguları, düşünceleri yaşam biçimleri yapmışsınız kendinize...
Teşekkürlerimle,
Lâle Gürman

 Çok güzeldi ağlaya ağlaya okudum, kendimi oradaki kahraman erlerden, kahraman subaylarımızdan ve o komutanınızdan biriymiş gibi okudum, iyi ki Askeri Lisede vatan sevgisi dopdolu olarak yetiştirildim diye kendime anlatınızdan pay çıkarıp sevindim, mutlu oldum, Kahraman Gazi arkadaşım, yeni yaşantında ailecek, mutlu olun, . İyi ki varsınız, teşekkürler...
ÜMİT ALTAN

Yürekten alkışladım dostum.
DOĞAN KAPKINER

Ahmet kardeşim ayni liseden mezun olmamızın ötesinde yurt ve Vatan sevgisinde paydaş olmamız bana ayrı bir zevk veriyor tatlı hatıranı göğsüm kabararak ve gözlerim yaşararak okudum. Âşık Veysel Hasan oğlan öğretmen okulunda saz şairliği yaparken sılasını dolayısıyla yeni evli eşini özlemiş (Olayı Erzincan Askeri lisesine büyük ozan gelmişti kendisinden öğrenmiştim) Müdürden izin isteyecek bir türlü söyleyemiyor bir akşam okulun Müsameresinde sahneye çağırıyorlar ''Yeni mektup aldım gül yüzlü yardan gözletme yolları gel diye yazmış Sivrialan köyünden bizim diyardan Dağlar mor menekşe gül diye yazmış Beserekte lale sümbül yürüdü Güldedeyi çayır çimen bürüdü Karataşta kar kalmadı eridi akar gözüm yaşı sel diye yazmış Şiir böyle uzar gider; Müdürde Veysel’e bir ay sıla izni verir. Sizin öykünüz bu dinlediğim güzel şiiri hatırlattı. İyi akşamlarımla gözlerinden öperim.

ABDURRAHMAN ÖNDER
Muhteşemsin Sevgili Ahmet Avcı Kardeşim. Yüreğine ve bileğine sağlık... Bu şiirin sahibi de asker, zannederim 2.Dünya Savaşı sıralarında yazılmış OKUL HAYATIMIZDA BEĞENEREK VE HİSLENEREK OKUDUĞUMUZ BİR ŞİİR... Şiir defterim Kırıkkale de olduğu için yazarına bakamadım...
MUHARREM KARAFİLİK

Muharrem bey şiir âşık Veysel’in BEN Erzincan as. Lisesinden 61-62 dönemi mezun olan bir arkadaşınızım. Pardon siz Ahmet beyin şiiri için demişsiniz.
ABDURRAHMAN ÖNDER

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi

Katkıda bulunanlar