RENNAN HOCAN’NIN SON DERSİNDEN
BENİM ÇIKARDIĞIM DERS…
Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esat Rennan
Pekünlü; Anayasamızın Açık hükmü nü uygulayarak, TÜRBANLI bir öğrenciyi derse
almamıştır…
Günümüzdeki hukuk garabeti ile Pekünlü; “öğrenim
hakkını engellemek” suçundan yargılanmış ve iki yıl bir ay cezaya
çarptırılmıştı…
Hukuki süreç sonunda bugün Hoca’nın infazı
başlayacaktı…
Renan Hoca bugün cezaevine girmeden öğrencilerine ve
yurtseverlere bir ders daha vermek istedi…
Ben de izlemek için gittim…
Doğrusu neler söyleyeceğini merak ediyordum…
Konu “EVREN VE EVRİM” idi…
Rennan Hoca’ya destek verenler salonu doldurmuştu, oturanlar kadar da
ayakta olanlar vardı…
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Rennan Pekünlü, dersini vermek için kürsüye çıktı.
Rennan Pekünlü’nün kürsüye çıktığı sırada “Rennan
Hoca yalnız değildir” sloganları
atıldı. Sloganlar nedeniyle duygusal anlar yaşayan Rennan Hoca, gözyaşlarına hâkim
olamadı.
Anlattıklarını dikkatle izledim ve dinledim…
Bir yandan da hoca bunları neden anlatıyor ki diye düşündüm…
Ve sonunda anladım…
Hoca; EVREN VE EVRİM”İ anlatıyordu, ama sıradan bir insanın anlaması olanaklı
değildi anlatılanları…
Asıl söylemek istedikleri son bölümde idi…
EVREN VE EVRİM KONUSUNDA; BİLİM ADAMLARI ARASINDA BİLE ANLAŞMAZLIK
VARDI…
Yeni oluşumlar ve algılar ortaya çıkmış…
Bilim adamlarının bir bölümü; EVREN VE EVRİM KONUSUNDAKİ OLGU VE ALGILARI,
DİNİ REFERANSLARLA AÇIKLAMAYA ÇALIŞIYORLARMIŞ…
Bu algı ve olguyu da yönlendiren; JOHN TEMPLETON VAKFI imiş…
Ve bu vakıf; kendi
görüşleri doğrultusunda görüşler ortaya koyan Bilim adamlarına; NOBEL ödülünden
daha yüksek miktarda ödül dağıtıyormuş…
Konu anlaşılmıştı…
GERÇEK BİLİM ADAMLARI
İÇİN; ENGİZİSYON YALNIZCA İÇERİDE DEĞİLMİŞ…
‘YANMAK,
GÖKBİLİMCİLERİN YAZGISIDIR’
Prof. Dr. Pekünlü, hakkındaki hapis cezasıyla
ilgili Ulusal Kanal’a gönderdiği mesajında Nazım Hikmet’in sözlerini
hatırlatmıştı. Rennan Pekünlü’nün mesajı şöyle:
“Yanmak, gökbilimcilerin yazgısıdır. Üzerinde
çalıştıkları yıldızlar, gökadalar en soğuk olanından en sıcağına dek yanar;
gözlemevleri yanar; iğrenç bir zorlamayla engizisyon önünde diz çöküp
pişmanlığa davet edilirler, yürekleri yanar; kafaları kazınır zindanlara
atılırlar, hem kendileri hem de yakınları yanar. Yazgısı yanmak üzerine
çizilmiş olan gökbilimciler, bir anlamda üzerinde çalıştıkları cisimlerin
yazgısını öykünürler. Ancak bu, bilinçli, kendini ‘tüketici’ bir öykünmedir.
Çevresini aydınlatabilmek için kendisini tüketmesi gerektiğini üzerinde
çalıştığı yıldızdan ve kendisine örnek olan ozanından, Nazım Hikmet’ten
öğrenmiştir: Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar
aydınlığa"
Ahmet AVCI
İzmir
27 KASIM 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder