BİRAZ DA GÜLELİM!
Ozan demiş ya; “bayram benim neyime, kan damlıyor yüreğime”.
Biz toplum olarak da gülmeyi pek sevmeyiz hatta bilmeyiz de.
Hoca Nasrettin bile; Tanrı, fakiri güldürmek için, ”önce eşeğini kaybeder sonra da buldururmuş” dememiş mi?
Eskiden duymuştum; “askerler emekli de olsalar SİVİL RÜYA GÖREMEZLERMİŞ”.
Bu sözü en çok da yüzbaşı iken emrinde çalıştığım ve benden 15 yıl önce emekli olan komutanım söylerdi.
Eski Komutanım dediysem, tabii ki eskimedi. Hala dostum, Öğretmenim ve Adam gibi ADAM. OSMAN TÜRKOĞUZ.
Mesleğimin dokuzuncu yılında tanımama karşın, Jandarmayı da jandarmacılığı da, Askerliği de, İnsanlığı da, Atatürk’ü de Atatürkçülüğü de ondan öğrendiğimi söyleyebilirim.
1977- 1979 yılları arasında Manisa ilinde yaşanan yoğun terörle mücadele ortamında, ( O İL JANDARMA ALAY KOMUTANI ALBAY, BEN İSE İL MERKEZ JANDARMA KOMUTANI YÜZBAŞI) Örneğin derdi ki:
- “Attığımız her adımda, ANKARA NE DER DİYE DÜŞÜNMELİYİZ!”
-“OLAYLARA ATATÜRK GİBİ BAKMALI VE ÖYLE DEĞERLENDİRMELİYİZ!”
-“JANDARMA OLARAK, GÖREVİMİZİ EN İYİ BİÇİMDE YAPMALIYIZ VE JANDARMANIN DA İTİBARINI KORUMALIYIZ!”
-“TERÖRLE MÜCADELEYE ASKER KAFASIYLA BAKMAMALIYIZ!”
-“DEMOKRASİLERDE ASKERİ YÖNETİME YER YOKTUR!”
-“Oğlum bir bölüğü yönetemeyen, bir sevgiliyi de yönetemez”.
(Daha başka sözleri de vardı ama onu burada yazmayayım. Merak eden olursa özel yanıt verebilirim.)
Rüyamı anlatacakken Komutanımı anlattım.
12 Eylül Askeri Müdahalesinden hemen sonra; “SIKIYÖNETİM UYGULAMALARI” adlı kitabını bana yollamıştı.
Ben ise şaşırmıştım ve şöyle bir telgraf çekmiştim:
-”KOMUTANIM, SİZ ASKERİ YÖNETİMLERE KARŞI DEĞİL MİYDİNİZ, BU NE İŞ?
Yanıt ilginçti:
- “YÜZBAŞIM, SAVAŞA KARŞI OLMAK BAŞKA, SAVAŞ ÇIKINCA VERİLEN GÖREVİ YAPMAK BAŞKA… GÖZLERİNDEN ÖPERİM.”
Yıllar sonra, bu telgraflaşma konusu açıldığında ve ikimiz de emekli iken; Komutanım şimdi ne düşünüyorsunuz dediğimde de:
-“SAYIN AVCI, 12 EYLÜL GÜNÜ YAPILANLAR DOĞRU İDİ, AMA 13 EYLÜL GÜNÜ YANLIŞLAR DA BAŞLAMIŞTI.” demişti.
“Askerler, emekli olsalar da sivil rüya göremezler”, sözünün doğru olduğunu emeklilikten sonra ben de yaşayarak gördüm. Hatta alıştım. Hala en gözde rüyalarım: DENETLEME, EV TAŞIMA, ATANMA, ÇATIŞMA, TERÖRİST KOVALAMA gibi her askerin çokça yaşadığı olgulara ilişkin idi.
Alıştım dediysem o kadar da değil, bu rüyalar beni hala etkiler, kimi zaman vücut kimyamı da bozar…
Efendim, birkaç gündür, kâbus gibi rüyalar görüyor ama anımsayamıyordum. Bu gece yakaladım, günlerce süren bu rüyamın esasını…
-“BİR YERDE ALAY KOMUTANIYIM, GÖREV DE YOĞUN, AMA BİR TERSLİK VAR. HİÇ BİR EVRAK BANA İMZA YA DA İNCELENMEK ÜZERE GETİRİLMİYOR. İŞLER YÜRÜYOR AMA NASIL YÜRÜDÜĞÜNÜ DE ANLAYAMIYORUM… SIKINTILAR İÇİNDEYİM KİMSEYE DE SORAMIYORUM…
ACABA DARBE OLDU DA BENİ Mİ HABERİM OLMADI!
NEYSEKİ BU ARADA BAKİ ARKADAŞIMA RASTLADIM, O DA PERSONELCİ YA DERT YANDIM… O, “YARDIMCINI ÇAĞIR, KARARGÂHINI TOPLA” GİBİ AKILLAR VERİRKEN, KARŞIDAN DEVREMİZİN EN AKILISI VE BAŞKANIMIZ MEVLÜT GÖRÜNMESİN Mİ?
İNANIN ÇOK RAHATLADIM NEDENSE. BİR DE ONA SORAYIM DEDİM…
MEVLÜT ARKADAŞIM, İKİMİZE DE ŞÖYLE BİR BAKTI VE:
- “YA ARKADAŞLAR SİZ HALA EMEKLİ OLMADINIZ MI?”
BEN KIZARDIM BOZARDIM VE KATILIRCASINA GÜLMEYE BAŞLADIM…
HALA DAHA GÜLÜYORUM…
ASLINDA GECE DE HER UYANIŞIMDA GÜLDÜM…
Ahmet AVCI
17 OCAK 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder