3 Mart 2015 Salı

273- HİLAFETİN KALDIRILMASI

HİLAFETİN KALDIRILMASI: 3 MART 1924
Türk Devrimi’nin önemli aşamalarından olan Halifeliğ’in kaldırılışı 3 MART 1924 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
91yıl önce yaşanan bu gelişme ile:
• Devrimin önündeki en büyük engel kaldırılmış, 
• Cumhuriyet yönetimi ve ulusal egemenlik güç kazanmıştır.
 • Devletteki iki başlılık görüntüsü ortadan kalkmış, 
• 600 Yıllık Hanedanlığın defteri kapatılmıştır.
 • Eğitimde, yönetimde, hukukta dini anlayış yerine laik anlayış yerleşmeye başlamıştır.
• Padişah ve Halifeye sadakatin yerini Ulus ve Devlete sadakat anlayışı almıştır.
• Meşruluk anlayışı, dünyevileşmiştir.
3 Mart 1924 yılında çıkartılan; “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile “Halifeliğin Kaldırılması ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti Toprakları dışına çıkartılmasına dair kanun”lar Türkiye’yi Laikleştiren yasalardır.
Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu bunalım bu iki yasa yüzündendir. İktidar mücadelesi Devrim Yasaları bağlamında yapılmaktadır.
İçinde yaşadığımız bu süreçte; tarihi ve o günlerdeki gelişmeleri anımsamanın ve günümüze ilişkin dersler çıkarmanın yararlı olacağı değerlendirilmektedir.

Türkiye 1919-1923 yılları arasında siyasal bir devrim yaşamıştır. Ulusal Egemenlik ve Ulusal bağımsızlığı sağlamak (1919-1922) siyasal devrim demektir.
Başlangıçta Devrimin okları dışarıya çevrili idi, Emperyalizm hedef alınmıştı. Kurtuluştan sonra ikinci aşamada, Siyasal Devrimin yönü İÇE çevrildi. Osmanlının geleneksel kurumlarını hedef aldı. İlk aşamada, daha çok milli (Antiemperyalist) görüntü veren Siyasal Devrim, ikinci aşamasında (1922-1924) demokratik karakterini öne çıkarmaktaydı.

Bu oluşumun üç önemli kademesi vardır:
• Saltanatın kaldırılması.
• Cumhuriyetin ilanı.
• Hilafetin kaldırılması.

Hilafet; 3 Mart 1924 tarih ve 431 sayılı yasa ile kaldırılmıştır.
Hilafet kaldırılmış, Osmanlı Hanedanı üyeleri Yurt dışına çıkartılmıştır.

3 Mart 1924’te çıkartılan devrim Yasaları ile;
Devrimlerin önündeki engel kaldırılmıştır.
Eğitimde, yönetimde, hukukta dini anlayış yerine laik anlayış yerleşmeye başlamıştır.
Cumhuriyet yönetimi ve ulusal egemenlik güç kazanmıştır.
Hilafetin kaldırılması, demokratikleşme yolunda bir operasyondur. Devletin tepesindeki iki başlılık son bulmuştur.
Laikleşme yolunda atılmış önemli bir adımdır.
Sünniliğin siyasal dayanağı ortadan kalkmıştır.
Padişah ve Halifeye sadakatin yerini Ulus ve Devlete sadakat anlayışı almıştır.
Meşruluk anlayışı, dünyevileşmiştir.
Milliyetçiliğin yolu açılmıştır.
Türkiye ile İslam dünyası arasındaki bütünleşme iddiaları ortadan kalkmıştır. İslam Dünyası üzerindeki, koruyucu şemsiye olma rolünden vazgeçilmiştir. İslam dünyasını, ”Kanlı Hilafet Kavgalarından” kurtarmıştır.
Arap halkları da Uluslaşma süreçlerinde serbest bırakılmışlardır. 600 Yıllık Hanedanlığın defteri kapatılmıştır
Ankara İstanbul çelişkisi sona erdirilmiştir.
Hilafetin kaldırılması; Devrimci- Evrimci farklılaşmasına da son vermiştir.
Sonradan; Devrim yasalarının sulandırılmaya çalışıldığını hata sulandırıldığını ne  yazık ki gördük: Bir Başbakan: “BİZ SEÇİM BEYANNAMESİNDE ‘MİLLETE MAL OLMUŞ İNKILÂPLARI MAHFUZ TUTACAĞIZ’ DEMİŞTİK. ŞİMDİ GENE AYNI NOKTADA DURUYORUZ. MİLLETE MAL OLMAMIŞ, MİLLET VİCDANINA DEĞİRMEN TAŞI GİBİ ÇÖKMÜŞ, BAZI TEDBİRLERİ KALDIRACAĞIZ” DİYE BİLMİŞTİR.
Yine aynı Başbakan: “Siz isterseniz Hilafeti bile geri getirirsiniz” diyebilmiştir.

Devrim Yasaları ve Halifelik’i kaldıran yasalar olmasaydı; Türkiye bugün Yemen’den, Sudanan’dan Afganistan’dan farklı olmazdı.
Başarılan ne varsa; Cumhuriyet yarattı.
1923’ten bu yana; Cumhuriyete ve onun çağdaş mirasına karşı ve düşman olanlar, şimdi onun” servetine el koymak” istemektedirler.

Anayasamızsın açık hükümlerine karşın ne yazık ki bugün de hilafet özlemcileri boy gösterebilmektedirler…

91 yıl sonra da olsa; bize aydınlık çağdaş uygarlık yolunu açanları başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm emeği geçenleri şükranla anıyoruz…

3 MART 2015
Ahmet AVCI


Blog Arşivi

Katkıda bulunanlar